Nörobilim ve Yapay Zeka
	Prof. Dr. Murat Terzi
	Türk Nöroloji Derneği Başkan Yardımcısı
	Yapay zeka son yıllarda günlük hayatımızda daha çok yer alan bir kavram olmaya
	başladı. Nörobilimin de yapay zeka alanında önemli bir yeri olup ‘ Beyin farkındalık
	haftasında’ bu konuya yer vermek istedik. İnsan beynindeki bellek, bilişsel işlevler ve
	öğrenme fonksiyonlarını inceleyen bilim dalı olan sinir bilimleri alanındaki gelişmeler 
	her geçen gün yeni keşifler ortaya koymaktadır. Bu çalışmaların en önemli destekçisi
	yine teknolojidir. Tüm dünyada yirmi birinci yüzyıl başlarından itibaren teknoloji
	destekli sinir bilim çalışmaları ile sinir sistemi daha iyi anlaşılmıştır. Bu sayede yapay
	zekadaki gelişmeler de hız kazanmıştır.
	Birçok öncü yapay zeka bilimcisi aynı zamanda alanında başarılı sinir bilimcilerdir.
	İnsan beynindeki nöronal ağların ve bağlantıların keşfedilmesi yapay sinir ağına
	ilham vererek yapay zekanın bugüne gelmesinin temellerini oluşturmuştur. Sinir
	Bilimleri alanında özelikle son yıllarda artarak ortaya çıkan yeni teknolojik gelişmeler
	yapay zekanın çeşitli alanlarına ilham vermiştir.
	Sinir biliminin üzerinde çalıştığı en önemli konulardan biri öğrenmedir. İnsan beyni
	anne karnından başlayan ve ömür boyu devam eden bir öğrenme döngüsü
	içerisindedir. Deneyimler, tecrübeler ve duyular ile elde dilen bilgiler beyne bilgi
	aktaran önemli veri kaynaklarıdır. Beyin bu veri kaynaklarından elde edilen bilgileri
	süzgecinden geçirip ilgili beyin bölgelerinde kaydetmektedir. İşitme, görme, duyma,
	tatma, ağrı, ısı gibi pek çok bilgi ilgili beyin bölgelerinde kaydedilmekte ve ihtiyaç
	duyulduğunda bu bilgilere başvurularak olaylar ve gelişmeler karşısında verilmesi
	gereken uygun çıktılara dönüştürülmektedir. Olaylar karşısında verilmesi gereken
	tepkilere emosyonel duygu da yine beyin tarafından katılmaktadır. Yapay zeka
	alanındaki gelişmeler de beynin bu öğrenme modeline göre gelişmektedir. Veriler
	aktarılarak ve bu veriler arasındaki ilişki ve uygun çıktıların neler olabileceği
	öğretilerek yapay zeka geliştirilmektedir. Beynin konuşma, görme, duyma,bellek gibi
	alanları bu fonksiyonlar için özelleşmiştir. Bu alanların gelişimsel bozuklukları veya
	sonradan gelişen patolojik süreçlere bağlı olarak bu fonksiyonlarda kayıp
	görülebilmektedir. Bu tür patolojik süreçlerde uygun nörorehabilitasyon programları
	ile beynin bu fonksiyonları olabildiğince öğrenmesi sağlanmaya çalışılmaktadır.
	Yapay zeka örneklerinde olduğu gibi hangi fonksiyonda azlık var ise bu alanda daha
	çok veri sağlanmaya çalışılmakta ve bu bilgiler uygun çıktılara dönüştürülmeye
	çalışılmaktadır. Yaş ile uyumlu unutkanlık ve ileri nörodejenerayon sonrası ortaya
	çıkan demans tabloları, öğrenilmiş bilginin bu patolojik süreçler sonrası kaybı ile
	görülmektedir. Bu durumda beyne yeni bilgi aktarımı güçleşebilmekte ve beyin yeni
	bilgi kabul etmeyebilmektedir. Yapay zeka alanındaki çalışmalarda makina öğrenme
	sürecinde aktarılan bilgiler zaman geçtikçe beyinde olduğu gibi dejenere olmayabilir
	ve bilgi aktarımı süreklilik kazanabilir. Yine yapay zeka modellerinde zamanla var
	olan bilgi havuzunda eksilme görülmeyebilir. Bu açıdan bakıldığında makine
	öğrenmesi ile gelecek yıllarda var olan bilginin gittikçe arttığı, zaman geçse de
	unutulmadığı modellerin gelişeceği bir gerçektir. Yapay zeka alanındaki gelişmelerde
	önemli olan, yıllar geçse de hep var olacak bu verilerin ve modellerin çıktılarının
	sağlıklı bir süreçle yürütülebilmesidir. Tüm bu açılardan bakıldığında, sinir bilimi ile
	uğraşan bilim insanların yapay zeka alanındaki çalışmaların içerisinde olmasının bu
	alandaki gelişmelerin şekillenmesinde, bundan önceki yıllarda olduğu gibi bundan
	sonra da önemli katkı sağlayacağı bir gerçektir.
	Hızla ilerleyen bu iki alanda dikkat edilmesi gereken en önemli konulardan biri
	gelişmelerin etik ilkeler çerçevesinde olabilmesidir. İnsan beyninin robotlaşması veya
	makineye öğretilmesi sürecinde toplum ve bilim yararına gelişmelerin olabilmesi
	ancak etik ilkelere bağlı kalındığında mümkün olacaktır. Aksi taktirde ilerleyen
	zamanlarda robotlaşan insan beyninin kendi gelişimini ve ürünlerini geliştirmesi
	sürecinde olumsuz çıktıların olabileceği düşünülebilir. Sinir bilimi ve yapay zeka ile
	uğraşan bilim insanlarının bu etik kurallar çerçevesinde çalışmalarını yürütmesi ile
	daha sağlıklı bir yapay zeka gelişimi sağlanarak bu risk en aza indirilebilir.